Edirne’deki Bellek Kitapevi’nin sahibi Mustafa Karaca ve Eşi Meral Karaca, Süloğlu ilçesine bağlı Keramettin Köyü’ne kitapevi açtı. 1986 yılında kitapçılığa başlayan Mustafa Karaca, kendi doğduğu köyüne yerleşerek ‘Bellek Kitapevi’ni açtı.
İstanbul Beyoğlu’nda uzun yıllar kitapçılık yapan Mustafa Karaca, Türkiye’de ilk kitap gazetesini çıkaran isim oldu. Mustafa Karaca, 2002 yılında memleketi Edirne’ye döndü. 2020 yılına kadar Edirne Merkezi’nde kitapçılığını sürdüren Karaca, 2021 yılı başı itibariyle Istranca Dağları’nın eteklerinde bulunan Keramettin Köyü’nde dünyaya yeni bir pencere açtı. Keramettin Köyü’ne kitapevi kurdu.
Edirne ilçesi Süloğlu’na bağlı Keramettin Köyü doğanın mucizesi gibi bir yerleşim yeri. Hemen Istranca Dağları’nın eteklerinde bulunan köy halkı; ağırlıkta tarım, hayvancılık, bir miktar da arıcılıkla geçimlerini sürdürüyor… Köy halkanın yaşadığı bölge tamamen natüral bir ortam. Doğanın kirletilmediği, egzoz dumanının olmadığı bir bölge olması civarda yaşayan yakın yerleşim yerlerindeki insanlarının da bölgeye gelerek arıcılık yaptığını biliyoruz. Köyün dikkatimizi en çok çeken özelliklerinden biri de leyleklerin göç yolunun üzerinde olması. İşte böyle bir yerleşim yerinde Karaca ailesi Bellek Kitapevi’ni açtı. Bahçesine de fasulye , biber, domates, mısır, patlıcan vb. sebzeler ekerek insanın içini ısıtan, gittiğinizde asla ayrılmak istemeyeceğiniz onlarca neden bulabileceğiniz, özlemimizdeki dünyanın yansımasını görüyoruz. Biz gittik gördük. Tüm Gerçek Gazetesi okurlarına gidip görmelerini mutlak öneririz.
Okurlarımıza Keramettin Köyü’ne gittiğinizde nasıl bir ortamla karşılacağınızı da tarif etmek isteriz.
Köy kahvesini geçiyorsunuz, ikinci sola döndüğünüzde yaklaşık 15-20 adım ileride bahçeli yeşil müstakil bir ev sizi karşılıyor. Bahçe kapısından içeri giriyorsunuz. Karşınızda ‘Bellek Kitapevi’ yazılı bir tabela asılı göreceksiniz. Hemen sağ tarafınıza baktığınızda insan emeği ile demlenmiş cansuyunu sevgiden almış, artık içinizde hissedeceğiniz o muhteşem bahçeyi göreceksiniz. Emin olun yüreğinizdeki sevinci gizleyemeyeceksiniz. Kitapevinin kapısını aralayıp içeri adım attığınızda raflara özenle yerleştirilmiş kitapların hemen önündeki odun sobasıyla karşılacaksınız. (Biz içimizden “Keşke kestane de getirseydik” dedik. Belki siz mısır patlatmak istersiniz.)
Böylesine natüral bir ortamda bahçenin hemen yanı başında bulunan bir kitapevinde kitap kokusunu mutlaka daha güçlü ve temiz hissedeceksiniz. İki odadan oluşan kitapevinde raflara yerleşen kitapların rahat bulunabilmesi için kod numarası ile yerleştiğini gözlemleyeceksiniz. İçimizi ısıtan, garanti veriyoruz giden herkesin içini ısıtacak olan bu güzel kitapevini oluşturan Mustafa Karaca ve Meral Karaca’ya bu eşsiz ortam için teşekkür ederiz… Zeki ÖZKORKMAZ
Yorumlar kapalı.