featured

Spor Dünyasının Cadı Avı

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dünya tarihine tanıklık, bir insan için ömür ile eşdeğer biçilse de, tarihin tozlu raflarında biriken kültür ve deneyim anıtları, aslında birçok yaşananı bizler için yeni olmaktan çıkartıyor. Eğitim yıllarımızdaki ders içeriklerinden, politik devinimlere kadar birçok dönüm noktasında bulunan Savaş, belki de ilk etapta aklımıza gelmeyen hayatın birçok noktasında da karşımıza çıkmakta. Bunlardan bir tanesi de spor, İnsanlık tarihi kadar, spor tarihi de savaşlar ile dolu.
Televizyonlarımızın tek kanallı olduğu dönemlerde, Dünyamız iki kutuplu idi. Olimpiyatlar, parkeler ve yeşil sahalar da cephelerden bir tanesi. Televizyon karşısında dönemin insanlarının, acımasız, gaddar, kapitalizm karşısında Kübalı bir boksörün zaferini veya Yugoslav basketbolunun karizmasına hayranlık duyduğuna dair hikayeler dinleyebilirsiniz. Günümüzün bu hoş tınılı hatıralarının arkasında yatan savaş destanları ile birlikte, mesleğini ve kendi değerlerini sürdüren sporcuların onurlu tavırlarını da görmelisiniz. Hayatın tüm olağan çetinliğine karşın antrenman yapan, akıp giden zaman karşısında tutkunu olduğu spor branşı için başarıları düşleyen bir emektar. Seneca; “Bazen yaşamak bile cesaretin kendisidir.” der.
Savaş’ın Kiev’de yaşayan bir işçiyi etkileyeceğini hepimiz düşünür ve bu emekçi için endişeleniriz, betimlemelerimizde Emperyalist paylaşım savaşının mağduru olarak bahsederiz kendisinden, ekonomisi olumsuz etkilenen Moskova’lı bir aile hakkında da aynı endişeyi taşırız keza, gariplerdir ve geçim tasası insanlığın ortak yanıdır. Peki ya bir Jimnastikçi hakkında bu endişelere sahip miyiz?
Spor, sanat içindir kökenindeki fikirlere katılmakla beraber, sporcunun tek gayesinin sanat olmadığının da farkında olmak gerekir. Bugün Rusya ve Ukrayna arasında devam eden Emperyalist savaş, tüm Dünya’nın sözde barışçıl tepkileri ile bir cadı avını başlatmış durumda. Spor organizasyonlarından men edilen Rusya Federasyonları, bu federasyonlara bağlı sporcuların kariyerlerini sert biçimde baltalamakta ve birçok spor insanının kariyerlerini sekteye uğratmakta.
Putin iktidarına tepki göstermek üzere cezalandırılan sporcuların karşılaştığı bu tutum, pek de adil değil. Euroleague, Eurocup gibi FIBA bağlı basketbol organizasyonlarından men edilen Rus takımlarında, Paralimpik oyunlarından Rusya’nın çıkartılmasında, Tenis’te veya Futbol’da en çok kimi cezalandırmış oluyoruz? Büyük organizasyon sermayedarlarını mı? Yoksa hayali bir madalya olan, hiçbir geride kalan anı tekrar edemeyecek olan 20’li yaşlarındaki sporcuları mı?
Bir sporcunun politikaya dair gündeme dahil olduğunu veya politika’dan geçimini sağlamayan bir meslek erbabının politik tavrına dair, “işini yap, politikaya karışma” şeklinde bir karşılık aldığına şahit olmuşsunuzdur. Peki ya politika işini yaptırmaz ise?
İşçi hareketinin, futbolun oluşumundaki katkısı politikanın da hayatın bir bütününün dahili olduğunun ispatı niteliğindedir esasen. Buradaki tavırlarda da politikayı görmemek biraz iki yüzlülük olabilir. Nitekim, Adolf Hitler iktidarında 1936 Berlin Olimpiyatları Dünya tarihinde mevcut. Zira ABD’nın, Irak ve Afganistan işgalleri esnasında ihraç edildiği bir spor organizasyonu bulunmuyor. Merkez üssü’nün Avrupa olması ve iki Avrupa’lı ülke arasında yaşanan çekişmenin ortasında kalan insanlar ile egemen ülke insanlarının daha kolay empati kurabiliyor olmasından doğan bir kamuoyu gücü de söz konusu.
Spor tarihi, savaşlardan dolayı kariyerini yürütemeyen Suriye, Afgan, Kenya, Yemen gibi halklara sahipken, Rusya federasyonuna bağlı sporcular günümüzün günahkarları ilan edilmiş durumda.

Koralp SELÇUK

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Spor Dünyasının Cadı Avı

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Edirne Gerçek Gazetesi - Edirne'nin Gerçek Sesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin